Saturday 7 March 2009

Gaz Eğrisi

"Gaz eğrisi" adını verdiğimiz fenomeni, hayatın bir çok evresinde görebilmeniz mümkündür.

Niteliksel olarak gaz eğrisi, (çizmekle uğraşmıyorum) tasvir etmek gerekirse; sıfır noktasından yüksek eğimli, hızlı bir yükselişle başlar, sonra yavaş yavaş eğimini kaybeder, sonra aniden, neredeyse dikey bir eğimle sıfır noktasına geri iner.

Örneğin üniversite öğrencilerinin %83'ü Transcript'indeki notlarından hoşlanmaz; bu ister "Nası bu ders A- gelir, nasıııı????" şeklinde olsun, ister "Lan ooooolum dört tane F var lan burada" modunda. Sonuçta, bu öğrenci kitlesinin %98'i, takip eden döneme ciddi bir kararlılıkla başlar. "Çalışsam yaparım olm, çalışmıyorum ki" ibaresiyle harekete geçen çalışımcılık, Kızılay'a koşturarak ders kitaplarını almayla, planı programı her akşam kütüphanede ders çalışacak şekilde ayarlamayla, dönemin başında gelen "yarın / öbür gün / haftasonu dışarı çıkıyor muyuz?" tekliflerini geri çevirmeyle devinim kazanır. Bu an, gaz eğrisinin sıfır noktasından fırladığı ana denk gelir.

Bu çalışma temposu, derslerde düzenli not tutma, bütün derslere sektirmeden girme, akşamları kütüphaneye koşturup günün notlarını tekrar etme ve hatta bir sonraki derste anlatılacak konuya çalışma bir süre devam eder. İşte bu anlarda gaz eğrisi, "sky is the limit" modunda seyreylemektedir. Velayet sahibi kişilerden "iyi başladın bu döneme, hadi bakalım" sözleri geldikçe daha da motive olunur.

Ama, elinde sonunda, ilk ders asılır.

Bu klasik Hollywood filmlerinde biri bir tarafına bıçak / kurşun / ok / Ortaklıklar Hukuku kitabı yediği zaman hem filmde, hem de izleyenler arasında doğan sessizlik ve nefes tutulmasına benzer bir etki doğurur. Masumiyetin bozulduğu andır. İlk kan dökülmüştür.

Aniden, akşam kütüphaneye gitmemek için bahaneler üretilmeye başlanır. Dersler "gerekli nedenlerle" asılır, falan filan. Bu süreç oldukça keskin ve anidir. British amcaların asılmak için kullandıkları "a short drop and a sudden stop" lafı bu noktaya tamamen uygundur. Tabi, sonra Mid-Term sınavları *patlar.* Tekrar motive olunur ve tekrar başlanır.

Sanırım, Gaz Eğrisi'ni az çok anlatabildim.

Gaz Eğrisi tarafımdan ilk olarak, Hukuk Fakültesi öğrencisi G. Ü'nün kütüphanede geçirdiği süre değerlendirilirken gözlemlenmiştir. G.Ü, sabah 830'da "abi akşam 2350 servisiyle dönücez, çalışıyoruz bütün gün" savaş çığlıklarıyla belirdiği kütüphanede, gerçekten öğlen 1'e kadar deliler gibi çalışır. Bu saatten itibaren, "daha mı erken dönsek ne, ben 1850'yle gidelim derim..." söylenmelerine başlayan G.Ü, ilerleyen dakikalar boyunca bu sınırı daha da geriye çeker. En sonunda, Kütüphaneye sabahlama kararlılığıyla giren G.Ü, 13-15 saatleri arasında yemek yedikten ve sayfalar üzerinde doodle ettikten sonra 1540 servisiyle okulu terk eder. Görüldüğü üzere Gaz Eğrisi, hem kısa, hem uzun zaman bölümlerinde varlık bulabilmektedir.

Bu genel ve cılkı çıkmış formal tanımdan sonra, yakın bir tarihte, Gaz Eğrisi'nin Bilkent Bahar Dönemi'nde en çok rastlanan örneğine; "Mayfest'e Şekilli Girelim Gazı"nı anlatacağım. Güz döneminde daha boş olan spor salonuna artık haftanın hangi günü ders çıkışı giderse gitsin, squash kortu, boş masa tenisi masası, ağırlık veya boş koşu bandı bulamayan bir öğrencinin huysuzlanmasını dinleyeceksiniz.